Türkiye, 52 ülke ve iki uluslararası kuruluşun desteğiyle Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'ne (BMGK) yönelik yeni bir girişim başlatarak, İsrail’e silah ve mühimmat sevkiyatının durdurulması talebinde bulundu. Bu ortak mektup, Türkiye’nin öncülüğünde İsrail'in Filistin topraklarındaki işgalci politikalarına karşı küresel farkındalık oluşturmayı amaçlıyor.

BM Bünyesinde Ortak Mektup Girişimi


Diplomatik kaynaklardan edinilen bilgilere göre, Türkiye’nin öncülüğünde hazırlanan mektupta, İsrail’in işgal altındaki Filistin topraklarında yürüttüğü silahlı faaliyetlere dikkat çekildi ve İsrail’e yapılan silah sevkiyatının sonlandırılması için BM Güvenlik Konseyi’ne çağrı yapıldı. Bu çağrının arka planında, İsrail'in işgal altındaki topraklardaki nüfus yapısını ve bölgenin statüsünü değiştirme girişimleriyle ilgili uluslararası hukukun uygulanması yönünde artan talep yatıyor.

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan'ın girişimiyle hazırlanan bu mektup, İsrail'in işgal politikalarının sonuçlarının daha fazla tartışılması amacıyla BM platformlarına taşınarak uluslararası camiada geniş yankı uyandırmayı hedefliyor. Türkiye’nin bu girişimi, İsrail’in askeri desteğe ulaşmasını engelleyerek Filistin topraklarındaki işgalin durdurulması için bir adım olarak görülüyor.

Uluslararası Adalet Divanı’nın Görüşü ve BM Kararı


Bu girişim, İsrail’in Filistin topraklarında yürüttüğü yerleşim, ilhak ve nüfus yapısını değiştirme politikalarının hukuki sonuçlarına dikkat çeken ve bu tür faaliyetlerin sonlandırılmasını destekleyen önceki kararların bir devamı niteliğinde. Uluslararası Adalet Divanı'nın, İsrail'in işgal uygulamaları hakkında 19 Temmuz 2024’te yayınladığı istişari görüşünde, İsrail’in işgal altındaki Filistin topraklarında uyguladığı politikaların uluslararası hukuka aykırı olduğuna dair görüş bildirilmişti.

Bu görüş sonrasında, 18 Eylül 2024’te BM Genel Kurulu’nda 124 ülkenin oy birliği ile kabul edilen karar doğrultusunda, İsrail'e yapılacak silah ve mühimmat sevkiyatının durdurulması gerektiği vurgulandı. Bu karar, İsrail’in Filistin topraklarında yürüttüğü askeri faaliyetlerin uluslararası hukuk ihlali oluşturduğunu ve silah tedarikinin bu faaliyetleri destekleyebileceği gerekçesiyle, devletleri İsrail’e silah sevkiyatını durdurma çağrısında bulunuyor.

Türkiye'nin Öncelikli Hedefi: Uluslararası Farkındalık Artırmak


Türkiye, BM Güvenlik Konseyi’ne yapılan bu girişimle İsrail’e karşı uluslararası bir farkındalık yaratmayı ve işgale karşı geniş çaplı bir duruş sergilemeyi hedefliyor. Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın liderliğinde yürütülen bu girişim, İsrail’in işgal altındaki Filistin topraklarında gerçekleştirdiği askeri faaliyetlere karşı güçlü bir duruş sergileyerek, uluslararası hukuka uygun bir çözüm bulunmasına katkıda bulunmayı amaçlıyor.

Şam’da Kamikaze Dron Saldırısı: Rejim Karşıtı Grupların Hedefi Stratejik Binalar Oldu Şam’da Kamikaze Dron Saldırısı: Rejim Karşıtı Grupların Hedefi Stratejik Binalar Oldu

Mektup girişimi, İsrail'e yönelik askeri desteğin durdurulması için geniş bir koalisyon oluşturulmasına yönelik önemli bir adım olarak görülüyor. Türkiye’nin bu alandaki çabaları, Filistin halkının yaşadığı mağduriyetin hafifletilmesi ve bölgedeki gerginliğin azaltılması amacını taşıyor.

BM Güvenlik Konseyi’nin Tavrı Merak Ediliyor


52 ülkenin yanı sıra iki uluslararası ve bölgesel kuruluşun da desteğini alan bu girişim, BM Güvenlik Konseyi üzerinde baskı oluşturmak amacıyla tasarlandı. İsrail’in işgalci politikalarına karşı BM bünyesinde ortak bir iradenin şekillenmesini arzulayan Türkiye, uluslararası toplumun bu konudaki kararlılığını vurguluyor.

BM Güvenlik Konseyi'nin bu çağrıya nasıl bir karşılık vereceği, önümüzdeki süreçte büyük bir merak konusu. Türkiye’nin diplomatik çabaları, uluslararası arenada işgale karşı güçlü bir ses oluştururken, BM'nin bu çağrıya kayıtsız kalıp kalmayacağı ise yakından takip ediliyor. Türkiye’nin öncülüğünde başlatılan bu girişim, Filistin sorununun çözümüne yönelik uluslararası bir birlik arayışı olarak öne çıkıyor ve İsrail’in işgal politikalarının uluslararası hukuka uygun şekilde denetlenmesi gerektiğine işaret ediyor.