Duruşmada, davacı İstanbul başsavcılığı adına savcı Mehmet Ateş ve Kaboğlu ile birlikte toplam 11 davalının avukatları hazır bulundu. Mahkemeyi, Türkiye Barolar Birliği Başkanı Erinç Sağkan, İstanbul Tabip Odası Başkanı Dr. Osman Küçükosmanoğlu, Yargıçlar Sendikası Başkanı Beyhan Güler, Uluslararası Hukuk Örgütü temsilcileri, bazı milletvekilleri ve çok sayıda avukat yakından takip etti.
Mahkemede yapılan savunmalarda, baronun kapatılması talebinin anayasaya aykırı olduğu dile getirildi. Avukat Fırat Epözdemir, “Baro açıklamalarının ne şekilde amaç dışı faaliyet olduğu belirtilmemiştir. Bir faaliyetin illegal olup olmadığının tespiti hukuk değil, ceza mahkemelerinin yetki alanındadır” dedi.
Karar ve Yeni Süreç
Mahkeme, Kaboğlu ve yönetim kurulu üyelerinin görevden alınmasına ve yeni bir seçimin en geç bir ay içerisinde yapılmasına karar verdi. Avukatlık Kanunu'na göre, yeni yönetimin belirlenmesi için seçim süreci başlatılacak.
Kaboğlu’ndan Sert Tepki
Kararın ardından çağrı yaparak baroya döneceğini açıklayan Kaboğlu, basın toplantısında şu ifadeleri kullandı:
“Bugün kara bir gün, fakat savunma mesleğinin güçlü olduğu bir gün. Savunmayı susturamazlar, çünkü adalet kuralı Anayasamızın temelidir.”
“Anayasayı bilerek ve isteyerek ihlal eden yargı mensuplarının baro üyesi olmaya hakkı yoktur. Bugün tanık olduğumuz adaletin çöküşü değil, savunma mesleğinin yeniden ayağa kalkışıdır.”
Ne Olmuştu?
İstanbul Başsavcılığı, 22 Aralık’ta baro yönetimi hakkında ‘terör örgütü propagandası yapmak’ ve ‘halkı yanıltıcı bilgi yaymak’ suçlamalarıyla soruşturma başlatmıştı. Soruşturmanın odağında, Suriye’de SİHA saldırısı sonucu ölen Nazım Daştan ve Cihan Bilgin ile ilgili yapılan baro açıklaması bulunuyordu.
Başsavcılık, 14 Ocak’ta Kaboğlu ve yönetim kurulunun görevden alınması ve yeni yönetimin seçilmesi talebiyle dava açtığını duyurmuştu.
Barolar Arası Dayanışma ve Tepkiler
Türkiye genelindeki barolardan ve uluslararası hukuk örgütlerinden destek mesajları yağdı. TBB Başkanı Erinç Sağkan, kararla ilgili şu açıklamayı yaptı: “Bu karar sadece bir yönetimi değil, savunma mesleğini hedef almaktadır. Hukukun üstünlüğü ve savunma hakkı çiğnenemez.”
Bazı siyasi partiler ve STK'lar da kararı kınadı. Muhalefet milletvekilleri, kararın ‘hukukun siyasileştirilmesi’ olarak yorumlandığını belirtti.
Hukuk Devleti Tartışmaları
Bu karar, Türkiye’de hukuk devleti ve yargı bağımsızlığı tartışmalarını yeniden alevlendirdi. Uzmanlar, baroların özerk yapısının tehlikeye girdiğine işaret ederken, bu kararın gelecekte hukuk camiasında yaratabileceği etkilerin yakından izlenmesi gerektiğini vurguladı.