AFAD verilerine göre, 28 Ocak’tan itibaren bugün saat 15.50’ye kadar tam 570 yer sarsıntısı kaydedildi. Depremlerin Santorini Adası'nın kuzeydoğusunda yoğunlaştığı belirtilirken, uzmanlar bu hareketliliğin olası sonuçlarına dair önemli açıklamalarda bulundu.

Trendyol'da Sahte Satıcılarla Mücadele ve Hukuki Destek Trendyol'da Sahte Satıcılarla Mücadele ve Hukuki Destek

Depremler ve Tsunami Tehlikesi

Deprem fırtınası olarak nitelendirilen bu süreçte, büyüklükleri 1 ile 5 arasında değişen sarsıntılar meydana geldi. 4.9 büyüklüğündeki en şiddetli depremin ardından bölgedeki hareketliliğin devam etmesi, endişeleri artırıyor. Derinlikleri 5 ila 25 kilometre arasında değişen depremler, tsunami riskini de gündeme getirdi. Prof. Dr. Celal Şengör, bölgedeki depremlerin bir yanardağ aktivitesine işaret edebileceğini belirterek şu ifadeleri kullandı:

“Buradaki yanardağ aktif zaten. Yalnız orası patlarsa hepimize Allah'a ısmarladık. Depremlerin fay çözümleri iyi incelenmeli. Bu bölgedeki fayların hepsi normal fay ve tsunami üretme potansiyeline sahip. İstanbul’daki gibi yanal faylar olmadığından, burada deniz tabanındaki hareketler tsunamilere neden olabilir.”

Volkanik Hareketlilik: Yeni Bir Patlama mı Geliyor?

Dokuz Eylül Üniversitesi Deprem Araştırma ve Uygulama Merkezi (DAUM) Müdürü Prof. Dr. Hasan Sözbilir, son depremlerin magmatik kaynaklar ve hidrotermal aktiviteler nedeniyle tetiklendiğini ve bu durumun yeni bir volkanik aktivitenin başlangıcı olabileceğini söyledi. Sözbilir, şu uyarılarda bulundu:

Ege Denizi'nde aktif volkanik ada yayları bulunuyor. Santorini, Milos ve Nisiros gibi adalarda tarihsel süreçte birçok volkanik patlama meydana geldi. Son günlerde yaşanan depremler, bu volkanik aktivitelerin yeniden canlandığını gösteriyor olabilir. Eğer bu bölgedeki faylardan biri 7’den büyük bir deprem üretirse, Kuşadası, Bodrum ve Datça kıyıları tsunami riskiyle karşı karşıya kalabilir.”

1956 Amorgos Depremi ve Benzerlikler

1956 yılında Santorini-Amorgos fayında meydana gelen 7.5 büyüklüğündeki deprem ve ardından gerçekleşen 7.2 büyüklüğündeki ikinci sarsıntı, bölgede ciddi yıkıma ve tsunamiye neden olmuştu. O dönemde 3.200 bina zarar görmüş, 54 kişi hayatını kaybetmişti. Sözbilir, son depremlerin bu tarihi olayla benzerlik gösterdiğini belirterek, Santorini-Amorgos fayı ve çevresindeki diğer aktif fayların tetiklendiğine dikkat çekti.

Türkiye İçin Risk Var mı?

Uzmanlar, Ege Denizi’ndeki depremlerin Türkiye kıyılarına 150-200 kilometre uzaklıkta olduğunu, bu yüzden doğrudan büyük bir risk oluşturmadığını belirtiyor. Ancak, büyük bir depremin ve olası bir tsunami senaryosunun iyi değerlendirilmesi gerektiği konusunda uyarıda bulunuyorlar. Özellikle Kuşadası, Bodrum ve Datça gibi sahil bölgelerinde tsunami tehlikesine karşı erken uyarı sistemlerinin ve tahliye planlarının gözden geçirilmesi gerektiği vurgulanıyor.

Ege Denizi'ndeki hareketlilik sürerken, bilim insanları bölgede volkanik ve sismik aktiviteleri yakından izlemeye devam ediyor. Halkın resmi kurumların uyarılarını dikkate alması ve depremle ilgili bilinçlenmesi, olası risklerin en aza indirilmesi açısından büyük önem taşıyor.