Raporda, Narin Güran’ın bedeninde üçüncü şahıslara ait herhangi bir DNA izine rastlanmadığı belirtildi. Bu gelişme, devam eden soruşturmanın seyrini etkileyebilecek nitelikte.
Adli Tıp Raporu: Üçüncü Şahıs İzine Rastlanmadı
12 Eylül 2024 tarihinde Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderilen Adli Tıp raporunda, Narin Güran’ın cesedi üzerinde yapılan incelemelerde, dışarıdan bir başka kişiye ait hiçbir DNA bulgusuna ulaşılamadığı vurgulandı. Raporda şu ifadeler yer aldı: “Narin Güran’ın bedeni üzerinde yapılan detaylı incelemelerde üçüncü kişilere ait herhangi bir bulguya rastlanmamıştır.”
Bu raporun ardından Diyarbakır Barosu Başkanı Nahit Eren de bir açıklama yaparak raporun içeriğini netleştirdi. Eren, raporun sadece üçüncü şahısların DNA'sına dair bulguların araştırıldığı bir rapor olduğunu belirtti. Ayrıca ölüm sebebiyle ilgili kesin bir sonucun henüz ortaya çıkmadığının altını çizdi. Eren, "Adli Tıp ölüm sebebine ilişkin bir tespit yapmadı, sadece üçüncü şahıslara ait bir DNA izine rastlanmadığını belirtti" dedi.
Cesedin 19 Gün Su Altında Kalması Bulguları Etkilemiş Olabilir
Diyarbakır'da kaybolan ve 19 gün sonra bir su kanalında bulunan Narin Güran’ın cesedinin su altında kalmış olması, yapılan incelemeleri zorlaştırdı. Uzun süre su altında kalmanın, cesetteki olası delillerin yok olmasına yol açmış olabileceği yönünde açıklamalar da yapıldı. Narin Güran’ın cesedi üzerinde DNA bulgularına ulaşılamamış olmasının bir sebebi de bu durum olarak gösterildi.
Baro Başkanı Eren, "19 gün gibi uzun bir süre su altında kalmış olması, maalesef olası üçüncü şahıslara ait delillerin yok olmasına neden olmuş olabilir. Bu da soruşturmanın seyrini etkileyecek önemli bir etmen. Eğer Narin’in cesedi su altında kalmamış olsaydı, bu bulgulara ulaşmak mümkün olabilirdi" diye konuştu.
İstanbul Adli Tıp’tan Beklenen Rapor
Ölüm sebebiyle ilgili nihai tespitin ise henüz yapılmadığı açıklandı. Eren, İstanbul Adli Tıp Kurumu’ndan beklenen raporun henüz gelmediğini belirterek, sosyal medyada yer alan bazı iddialara açıklık getirdi: "İstanbul’dan gelecek Adli Tıp Kurumu raporu, ölüm nedenine ilişkin birçok veriyi içerecek. Ancak bu rapor henüz hazırlanmadı. Sosyal medyada ölüm sebebine dair kesin bir tespitin yapılamadığına yönelik bazı yanlış bilgiler dolaşıyor, bunu düzeltmek istiyoruz."
Soruşturma sürecinde yeni delillerin ortaya çıkması beklenirken, Narin Güran’ın ölümüne dair belirsizlik sürüyor. Olayın nasıl gerçekleştiğine dair net bir bilgi olmaması, aileyi ve kamuoyunu endişelendirmeye devam ediyor. İstanbul Adli Tıp Kurumu’ndan çıkacak raporun, olayın aydınlatılması açısından kritik önemde olduğu vurgulanıyor.
Olayın Ardından Yaşananlar
Narin Güran, Diyarbakır’da kaybolduktan 19 gün sonra bir su kanalında ölü bulunmuştu. Küçük kızın ölümü, Diyarbakır’da büyük bir üzüntü ve endişe yaratmış, geniş çaplı bir soruşturma başlatılmıştı. Olayın cinayet mi yoksa bir kaza mı olduğuna dair soru işaretleri hâlâ yanıt bekliyor. Yetkililer, İstanbul’dan gelecek raporla birlikte daha net bir sonuca ulaşmayı umuyor.
Bu trajik olay, Türkiye genelinde çocuk güvenliği konusunda yeni tartışmalara yol açarken, aileler ve çocuk hakları savunucuları yetkililerden daha kapsamlı önlemler talep ediyor. Güran ailesi ise kızlarının ölümünün bir an önce aydınlatılması ve adaletin yerini bulması için çağrı yapıyor.