Ücüncü kez bir araya gelen komisyon, rakamları masaya koymaktan kaçınırken, bu sessizlik kamuoyunda tartışmalara yol açtı. Türk-İş’in uzun süre sessiz kaldıktan sonra yaptığı çıkış, görüşmelere yeni bir boyut kazandırdı.
Türk-İş’in Talebi: Yoksulluk Sınırının Yarısı Bile Değil
Komisyon toplantısının ardından basına konuşan Türk-İş Genel Başkan Yardımcısı Ramazan Ağar, “Biz rakam söylersek bu işin altından kalkamayız. Rakamı ya işverene ya da hükümete sorun” diyerek dikkatleri işveren ve hükümete çevirdi. Ancak bu sessizlik, saatler sonra yerini somut bir talebe bıraktı. Türk-İş, yüzde 45 enflasyon artışı ve yüzde 20 refah payı ekleyerek, toplamda 29 bin 583 TL asgari ücret talep ettiğini açıkladı.
Bu talep, mevcut 17 bin TL seviyesindeki asgari ücrete göre yüzde 74 oranında bir artış anlamına geliyor. Ancak Türk-İş’in talepleri, yoksulluk sınırı olan 66 bin 976 TL’nin hala çok altında kalıyor. Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay, “Bu rakam verilirse imza atarız, verilmezse olmaz” diyerek pazarlık masasındaki duruşunu net bir şekilde ortaya koydu.
Patronların Düşük Zam Dayatması
Asgari ücret görüşmelerinde işveren tarafını temsil eden TİSK, 2024’te gerçekleşen yüzde 47 enflasyon oranı yerine, 2025 sonu için öngörülen yüzde 21 oranın esas alınması gerektiğini savunuyor. Bu tez, asgari ücretin yüzde 25 civarında bir artışla sınırlı kalmasını gündeme getiriyor. Ancak uzmanlar, enflasyonun ana kaynağının işçi üretleri değil, sermaye sınıfının kâr oranlarındaki artış olduğuna dikkat çekiyor.
Farklı Zam Senaryoları
Hükümet ve işverenin teklifine göre farklı zam oranları tartışılıyor. Yüzde 25 zam ile asgari ücretin 21 bin 252 TL’ye, yüzde 35 zam ile 22 bin 952 TL’ye, yüzde 40 zam ile ise 23 bin 802 TL’ye yükselmesi mümkün. Ancak bu rakamların, hâlâ dört kişilik bir ailenin temel ihtiyaçlarını karşılayacak seviyede olmadığı belirtiliyor.
TKP’den Sert Eleştiriler
Türkiye Komünist Partisi (TKP), görüşmelerle ilgili yayınladığı bildiride, asgari ücretin yine açlık sınırının biraz üstünde, yoksulluk sınırının çok altında kalacağını vurguladı. TKP, “Her yıl timsah gözyaşları dökülüyor. İşçilerin hakkı olan miktar çalınıyor ve sömürü kılıflarıyla meşrulaştırılıyor” diyerek, emeğin hakkının verilmesi için işçilerin örgütlenmesi gerektiğine dikkat çekti.
Görüşmelerin Geleceği
Asgari ücret belirleme süreci, işçi kesiminin yaşam standardının ötesinde, ülkedeki ekonomik dengelerin de önemli bir göstergesi. Yükseltilecek oran, sadece milyonlarca çalışanın maaşlarını değil, piyasadaki alım gücünü ve ekonomik dengeyi de doğrudan etkileyecek. Hükümet, işveren ve işçi temsilcilerinin önümüzdeki toplantılarda uzlaşıp uzlaşamayacağı merakla bekleniyor.